Haber

KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Trabzon Açıklamasında konuştu

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, KKTC’nin Doğu Akdeniz’de bağımsız bir Türk devleti olduğunu belirterek, “Türkiye Cumhuriyeti’nin bu mücadelemizde bize verdiği destek çok değerli ve önemlidir” dedi. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a her vesileyle teşekkür ediyorum.” “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanıtımı için uluslararası topluma yaptığı çağrılar çok değerli ve değerlidir.” söz konusu.

Trabzon Valiliği önünde Vali Aziz Yıldırım tarafından çiçeklerle karşılanan Tatar, polis ekiplerini selamladıktan sonra erdem defterini imzaladı.

Yıldırım’ı makamında ziyaret eden Tatar, Trabzon’un kıymetli ve değerli bir şehir olduğunu, 1974’ten sonra KKTC’ye yerleşen çok sayıda Karadenizlinin bulunduğunu belirtti.

KKTC’nin mücadelesinde yanlarında olan ve gelinen noktaya büyük katkı sağlayan hemşerilerini selamlayan Tatar, şunları söyledi:

“Çünkü etten tırnağa. 1974 yılından bu yana 2024 yılının Temmuz ayında 50. yılını kutlayacağız. Dolayısıyla yarım asırdır Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin dünyaya tanıtılması, hak, hukuk ve hukuklarının ortadan kaldırılması için büyük çaba harcıyoruz. Kıbrıs Türk halkının dünyadaki tüm insan hakları ihlallerine karşı, “Elbette Türkiye Cumhuriyeti bu mücadelemizde her zaman yanımızda olmuştur. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin dünya çapında çeşitli platformlarda tanıtılması için büyük çaba harcıyor.”

Görevde üçüncü yılını doldurduğunu hatırlatan Tatar, Türkiye’nin farklı bölgelerinde konferanslar vererek, kamuoyuyla buluşarak KKTC’nin milli mücadelesini anlatmaya çalıştığının altını çizdi.

Trabzonspor’un başarılı bir futbol kulübü olduğuna işaret eden Tatar, “Trabzonspor’a Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden selam getirdik. Her ne kadar Beşiktaş taraftarı olsam da Trabzonspor’un kalbimde ayrı bir yeri var. Çünkü bu şehir bu şehrin içindedir. Burada gençliğin gerçek mücadelesi var.” “Trabzonspor’un önemli bir yeri var. Tekrar tüm Trabzon halkına başarılar diliyorum.” dedi.

KKTC’den Trabzon’a direkt uçuş yapılmasının önemine dikkat çeken Tatar, şöyle devam etti:

“İstanbul ve Ankara üzerinden 1 saatte ulaşılabilecek bir rota üzerinden geliyoruz. Yılın 6 ayı direkt uçuşlarımız var. İnşallah önümüzdeki dönemde de Sayın Bakanımızın verdiği talimatla mart ayında direkt uçuşlar yeniden başlayacak.” Ulaştırma Bakanı… Bu, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Trabzon arasındaki bağları güçlendirecektir. Çünkü bana verilen bilgiye göre şu anda bu bölgeden Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşı 30 bine yakın insanımız var. Elbette bu kardeşlerimizin burada akrabaları var. Çaykara bölgesinden Sayın Mustafa Gökmen’i özellikle selamlamak istiyorum, kendisi eski bakanımızdır. Ahmet Varlıklı eski bakandır. Milletvekilimiz, sizlere selamlarımı iletmek istiyorum. selamlar, bugün burada benimle birlikte olan Mesut Genç de eski milletvekilimizdir ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile buranın bağlarının güçlendirilmesi için hem kültürel faaliyetlerde hem de ekonomik girişimlerde her zaman öncü rol üstlenmektedir. Aramızdaki bu kadim bağların güçlenmesine pek çok kişinin katkısı oldu. Burada her yıl düzenlenen hamsi şenliklerinde belediye başkanları ve devlet yetkilileri Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile buluşuyor. Buradan heyetler hamsilerle birlikte Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne geliyor ve orada festivaller düzenliyoruz. “10 gün sonra, 27 Ocak’ta bir festivalle yeniden buluşacağız.”

Tatar, 2023 yılının çok zor bir yıl olduğunu belirterek, “6 Şubat depremini birlikte yaşadık, birlikte ağladık. O acıyı hep birlikte yüreğimizde taşıyacağız.” söz konusu.

Yeni yılın hayırlara vesile olmasını dileyen Tatar, şunları söyledi:

“2023 yılı, Türkiye Cumhuriyeti’nin birinci yüzyılını tamamlayacağı, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetin ise şu anda ikinci yüzyılında olduğu yıldır. Yeni Türkiye Yüzyılı’nda inşallah her ikisine de büyük şeyler getireceğiz. Vatanımız Türkiye Cumhuriyeti’nin daha büyük ve güçlü başarılarıyla Türk dünyasına ve dünya insanlarına başarılar dileriz.” Elbette bu başarıların Doğu Akdeniz’de bağımsız bir Türk devleti olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne de yansıdığı gibi, milli davamızı daha da başarılı kılmak ve daha da başarılı kılmak adına bu çabayı hep birlikte yürütmekten mutluluk ve mutluluk duyacağız. Kıbrıs halkına daha müreffeh bir gelecek vaat ediyoruz.”

Açıklamanın ardından ziyaret basına kapalı olarak devam etti.

“KKTC’nin temeli Kıbrıs halkının egemenliğidir”

Cumhurbaşkanı Tatar, valilikten ayrılırken bir gazeteciye “Kıbrıs sorunuyla ilgili düşünceleriniz neler?” diye sordu. Soru üzerine, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Doğu Akdeniz’de bağımsız bir Türk devletidir. Türkiye Cumhuriyeti’nin bu çabamızda bize verdiği destek çok değerli ve önemlidir. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın da desteği. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanıtımı her fırsatta.” “Uluslararası camiaya yaptığı çağrılar çok değerli ve değerlidir. Bu, son yıllarda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tabanını, özellikle de Türk Devletleri Teşkilatı’nın anayasal adımızla oy birliğiyle kabul edilmesinin temelini güçlendirmiştir.” dedi.

KKTC’nin temelinin Kıbrıs halkının egemenliği olduğunun altını çizen Tatar, şöyle konuştu:

“Kıbrıs’ın 1571 yılında Osmanlı Devleti tarafından fethiyle başlayan tarihi süreç, 300 yıl boyunca kesintisiz olarak devam etti. 300 yıllık Osmanlı idaresinden sonra, ne yazık ki, İngiliz sömürgesi altındaki Kıbrıs’ta istikrar, Türk nüfusunun artması nedeniyle aleyhimize döndü. Rum nüfusu 100 binden 450 bine çıkarken, Anadolu’ya döndüler. Kıbrıs’ın bir Yunan adası olduğu algısını oluşturmaya çalıştılar. Enosis dediğimiz konu, 1950’li yıllarda Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlama çabalarıydı ama Kıbrıs Türk halkının direnişi ve özellikle merhum Adnan Menderes ve Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu’nun çabaları sayesinde Kıbrıs yeniden onarıldı. “Cumhuriyet kurulurken, Kıbrıs Türk halkının yerini alması bir dönüm noktasıydı. Orada eşit kurucular ve ortaklar olarak, Türkiye ise garantör ülke olarak var.”

Cumhurbaşkanı Tatar sözlerini şöyle sürdürdü:

“Maalesef Türk halkı, 1963 yılında Kıbrıs Türk halkını ‘Kanlı Noel’ ve vahşi saldırılarla adadan silmek, her türlü baskıya maruz bırakmak için yaptıklarına karşı kendi direnişini göstererek, karşılıklılığını gösterebilmiştir. 1974 yılına kadar direndikten sonra 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barışı 2024 yılında 50. yılını kutlayacağımız Kıbrıs Barış Harekatı, Türk tarihinde çok değerli bir dönüm noktası olmuştur. Kıbrıslılar. Önümüzdeki dönemde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurumsal yapısının güçlendirilmesi, devlet olarak bağımsızlığa, özgürlüğe ve bağımsızlığa kavuşması önemli. Tabii ki oradaki mücadelede ekonomik yapının da güçlendirilmesi çok değerli. Bu nedenle Türkiye ile devletten devlete ekonomik mali protokoller içeren işbirliğimiz, turizm alanındaki gelişmeler, öğrenci akışı, tarımsal faaliyetler ve su projesiyle tarımsal faaliyetlerin potansiyeli büyük ölçüde artırılmıştır. Buna göre sanayi, “Bölgelerimiz, hizmet ve inşaat sektörlerimiz, Ar-Ge çalışmalarıyla bilim adası olma çabamız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin temellerini güçlendirecektir.”

“Katliamın devam etmesinden derin üzüntü duyuyoruz.”

Tatar, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarıyla ilgili soru üzerine, “Bunu endişeyle izliyoruz. Böyle bir katliamın çok da uzak olmayan bir coğrafyada devam etmesinden tüm Türkiye gibi Kıbrıs Türk halkı da derin üzüntü duymaktadır. Dünyada farklı dengeler korunuyor.” “Şaşkınlıkla izliyoruz. Böyle bir katliamın, onbinlerce çocuğun bu şekilde katledilmesine seyirci kalmanın hiçbir açıklaması olamaz. Dolayısıyla Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin bu konudaki kararsızlığı ve seyirci kalması bir kez daha ortaya çıkmıştır. insanlık adına bu trajediyi tüm dünyanın yaşamasına neden oldu.” söz konusu.

Tatar, “Kıbrıs tarihine baktığımızda 1960’lı yıllarda Kıbrıs’ta da benzer durumlar yaşandı.” ifadesini kullanarak şu değerlendirmeyi yaptı:

“Kıbrıs’ta bize yönelik acımasız saldırılar karşısında, Kıbrıs’ta iki egemen üssü bulunan Birleşik Krallık, garantör ülke olarak müdahale etmesi beklenirken müdahale etmedi, Birleşmiş Milletler seyirci kaldı, değildir. Binlerce kardeşimizin katledilmesine yol açan olayları unutmamız mümkün. Kıbrıs Türk halkı olarak biz de buradayız.” Çıkardığımız ders, Türkiye Cumhuriyeti garantörlüğünün mutlak devamı, barış ve huzurun istikrarı olarak 1974 yılında gelen Türk askeri varlığının mutlak devamı ve garantörlük altında iki yarı devlet yapılanmasıdır. Türkiye çok değerli.

Çünkü şu anda Güney Kıbrıs zihniyeti hâlâ kuzeyi ve güneyi federal bir çatı altında birleştirip Avrupa Birliği’ne katılmamızı istiyor ama Türkiye Cumhuriyeti Avrupa Birliği’nde olmadığı için Türkiye Cumhuriyeti bir süre sonra Kıbrıs’tan çekilecek. garantörlüğü onlara göre modası geçmiş olduğundan. Kıbrıs Türk halkının yalnız bırakılması, Kıbrıs Türk halkının yalnız bırakılması halinde bunun elbette sonumuzun başlangıcı olacağını bir kez daha ifade ediyorum. Filistin ve Gazze’de yaşananlar bizi çok üzdü ama bu yine bir derstir. Çünkü Kıbrıs’ta benzer olayların yaşanmaması adına Türkiye Cumhuriyeti’nin garantörlüğünün ve Türk ordusunun varlığının devam edeceğini, Kıbrıs’ta anlaşma olması halinde iki esasa göre anlaşma yapılabileceğini bir kez daha paylaşıyorum. devletler.”

haberfinike.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu